Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşivi
DSpace@Bilecik, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.
DSpace@Bilecik, üyelik gerektirmeyen herkese açık bir sistemdir. Üyelik ve veri girişi sadece BŞEÜ mensuplarına (Öğrenci, idari ve akademik personel) özeldir.

Güncel Gönderiler
Vergilemede eşitlik ilkesinin Anayasa Mahkemesi kararları çerçevesinde analizi
(Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Kıvanç, Yağmur; Ekinci, Filiz
Vergilemeye ilişkin ilkelerin dayanağını Anayasa’nın 73. maddesi oluşturmaktadır. Ancak vergi sadece son yüzyılda var olan bir kavram değildir. Vergilerin ortaya çıkışı tarihsel olarak oldukça eski dönemlere dayanmaktadır. Nitekim küçük bir topluluk bile olsa kamuya ilişkin ortak giderlerin varlığı her zaman söz konusudur. Bu ortak giderlerin karşılanma biçimi, kabilelerden beyliklere, devletlere ve imparatorluklara kadar uzanan süreçte kurumsal bir dönüşüm geçirmiştir. Bu süreçte genelde temeli ağır yüklü, eşit olmayan ve adaletsiz vergilemeye dayanan bir takım ayaklanmalar ile yönetimlere karşı demokratik sınırlandırmalar başlatılmıştır. Anayasal hareketler geliştikçe buna bağlı olarak vergi hukuku da gelişmiştir. Vergi kanunları oluşturulurken yasa koyucuların dikkate alması gereken vergileme ilkeleri temel hak ve özgürlüklerin de bir tezahürü olmalıdır. Bu ilkeler ise klasik ilkeler ve modern ilkeler olarak ayrılmaktadır. Çalışmada, Anayasa’nın genel olan, hukuk devleti, sosyal devlet ve hukuki güvenlik ilkeleri ve vergi ile ilgili olan 73. maddesine dayanan vergilendirme ilkeleri açıklanacaktır.
Bu çalışmanın amacı Anayasa Mahkemesinin verdiği kararlarda vergilerde eşitlik ilkesinin nasıl ele alındığının incelenmesidir. Birinci bölümde vergilerin anayasal temellere dayanmasının tarihsel süreci, ikinci bölümde Anayasa’nın genel ilkeleri ile anayasal temellere dayanan vergilendirme ilkeleri, üçüncü bölümde ise genel olarak yargı sisteminden bahsedilecek, Anayasa Mahkemesinin kuruluş ve işleyişi ele alınacaktır. Akabinde kamu yararı kavramı ve eşitlik ilkesi çerçevesinde mahkemenin verdiği kararlar incelenecektir.
Vergilemede eşitlik ilkesinin Anayasa Mahkemesi kararları çerçevesinde analizi
(Bilsel Yayıncılık Yayınevi, 2025) Ekinci, Filiz; Kıvanç, Yağmur
Çalışmada anayasal vergilendirme ilkelerinden eşitlik ilkesi, Anayasa Mahkemesinin 2017 Anayasa Referandumu
öncesindeki 2003/76, 2009/144, 2011/170, 2014/41 sayılı ve sonrasındaki 2018/28, 2019/15, 2019/75, 2023/99,
K.2023/109, K2023/160 sayılı kararları ile AYM’nin bu konulara ilişkin verdiği diğer kararlar çerçevesinde incelenmiştir.
AYM’nin, bazı kararlarında Anayasanın eşitlik ilkesini düzenleyen 10. maddesi bağlamında yatay ve dikey eşitlik
kavramlarıyla sınırlı; bazı kararlarında Anayasanın 73. maddesi bağlamında yükümlülerin kişisel durumlarını kapsayan
mali güç ilkesine göre karar verdiği bazı kararlarında ise söz konusu iki maddenin birlikte değerlendirildiği
gözlemlenmiştir. İlgili kararlarda mülkiyet hakları kapsamında değerlendirme yapılırken, aynı durumda bulunan kişilerin
mülkiyet haklarına farklı oranda müdahale edilip edilmediğini inceleyerek eşitsizlik oluşmasında kamu yararı/haklı neden
varsa bu müdahalenin ölçülü olup olmadığının kontrolüyle eşitlik ilkesi incelemesi yapılmaktadır. AYM eşitlik ilkesinin
ihlal edilmesinde haklı neden arayarak kararını vermektedir. Çoğu davada düzenleme ile oluşturulan eşitsizlik mükellefler
arasında adaleti sağlamaktaysa, mali güce göre vergilendirme kapsamında kişisel durumları göz önüne alıyor ve sosyal,
teknik ve mali sebeplerle kamu yararı gözetiyorsa eşitlik ilkesine aykırılık olmadığı kabul edilmiştir. Mahkemenin, dava
konusunu incelerken hem kişilerin temel hak ve özgürlükleri ile Anayasa’da kendilerine tanınmış haklarını güvence altına
aldığı hem de ekonomik ve sosyal düzeni koruyucu şekilde kararlar verdiği gözlemlenmiştir. AYM’nin verdiği kararlarda
eşitlik ilkesi incelenirken vergilemenin tüm ilkelerinin birbirlerini tamamlayarak makul bir anlam ifade ettiği
görülmektedir. Kararlar 2017 referandumu öncesi ve sonrası olarak karşılaştırıldığında vergiler konusunda Bakanlar
Kurulunun kaldırılması ile Cumhurbaşkanına devredilen görevler ve KHK’lar yerine Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin
dava konusu olduğu görülmektedir. AYM bu Kararnameleri incelerken, düzenlemenin kanunda belirtilen alt ve üst sınırlar
dâhilinde olduğunu ve bu düzenlemenin sınırlarının da ölçülü olduğunu saptaması halinde, Kararnameyi Anayasaya
uygun bulup iptal etmediği görülmektedir.
Farklı zeminlerde ankrajlı fore kazık iksa sistemlerinin statik dinamik analizi
(Eğitim Yayınevi, 2024) Türkoğlu, Burak; Görgün, Burak
Ülkemizde şehirleşme her geçen gün büyük bir oranda artmaktadır. Ülkemizin ekonomisinde büyük bir payı olan inşaat sektörü de şehirleşmenin getirdiği sorumluluklardan payını almaktadır. Depo, sığınak, otopark vb. ihtiyaçları karşılamak için temeller zemin içerisinde daha derine yerleştirilmektedir. Temellerin daha derine yapılması kazı çalışmaları sırasında iksa önlemlerinin alınmasını gerektirmektedir. Gerekli yerlerde iksa önlemi alınmadığı zamanlarda ülkemizde zaman zaman yaşanan iş kazalarına, komşu parseldeki yapıların hasar görmesine ve kazı yapılan alanda zeminin kendi stabilitesini koruyamaması sonucunda, can kayıplarına, mal kayıplarına neden olduğu görülmektedir. Ülkemizde maalesef böyle üzücü durumların yaşanmasını önlemek için yakın zamanda Kazı Destek Yapıları Tasarım Ve Uygulama Esasları Yönetmeliği yayımlanmıştır. İksa problemlerinin önüne geçebilmek için TBDY-2018 Yönetmeliğine uygun zemin etüdü çalışmaları ve Kazı Destek Yapıları Tasarım Ve Uygulama Esasları Yönetmeliğine uygun iksa projeleri dikkatli ve özenli biçimde hazırlanmalı ve uygulama aşamaları ilgili kurumlarca denetlenmelidir. Kazı yapılan cephelerde inklinometre deneyi yapılarak kazıklarda meydana gelen deplasmanlar sürekli olarak ölçülmelidir. İnklinometre deneyi sayesinde beklenmedik bir zemin hareketi varsa tespit edilerek gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Bu Çalışmada, üç farklı zemin grubu (yumuşak–gevşek, orta–katı ve sert–çok sıkı zeminler) için ankrajlı fore kazık sistemlerinin statik ve dinamik analizleri yapılmıştır. Analizler, zemin tipi ile deplasman miktarı arasında önemli bir ilişki olduğunu göstermektedir. Özellikle yumuşak ve gevşek zeminlerde, daha fazla ankraj kullanılsa bile kazıklarda oluşan deplasmanların, daha sert zeminlere göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Bu bulgular, iksa tasarımında zemin özelliklerinin dikkate alınmasının ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır.
Üç farklı zemin grubu için ankrajlı fore kazık iksa sistemlerinin statik dinamik analizi ve yerinde inklinometre ölçüm sonuçlarıyla kıyaslanması
(Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Türkoğlu, Burak; Görgün, Burak
Ülkemizin Ekonomisinin lokomotifi olan inşaat sektörü, çok hızlı biçimde artan nüfus yoğunluğu ve şehirleşme sonucunda meydana gelen depo, sığınak, otopark vb. ihtiyaçları karşılamak için daha fazla gömülü bodrum kat yapımı artmıştır. Temellerin daha derine gömülmesiyle birlikte şantiye aşamasında derin kazılar sonucu zeminin kendi stabilitesini koruyamaması yani iksa problemlerini karşımıza getirmiştir. İksa sorunlarının önüne geçebilmek için kazı yapılacak parselde mutlaka geçici veya kalıcı kazı destek yapısı önlemleri alınmalıdır. Bu çalışmada derin kazı yapılan üç farklı zemin grubu için kalıcı kazı destek yapısı olan ankrajlı fore kazıkların tasarımı, farklı zemin gruplarına göre ankrajlı fore kazıkların statik ve dinamik analizlerinin kıyaslanması ve aynı zamanda sonlu elamanlar yöntemi kullanılarak hesaplanan deplasmanların yerinde inklinometre kullanılarak ölçülen deplasman değerlerinin karşılaştırılması amaçlanmaktadır. Farklı lokasyonlarda bulunan 3 farklı zemin grubuna ait derin kazılar için iksa tasarımları yapılmıştır. Bu çalışmada yer alan;1.Grup zemin: yumuşak orta katı, katı kil birimlerini, 2.Grup zemin: katı, çok katı kil birimlerini ve 3.Grup zemin: sıkı, çok sıkı çakıl zemin birimlerini ifade etmektedir. Bu çalışmada yer alan Spor salonu derin temel kazısı projesi yumuşak, orta katı, katı kıvamlı kil birimlerinden oluştuğundan dolayı birinci grup zemine, konut derin temel kazısı projesi katı çok katı kıvamlı kil birimlerinden oluştuğundan dolayı ikinci grup zemine, meydan derin temel kazısı projesi ise sıkı, çok sıkı yapılı çakıl birimlerinden oluştuğundan dolayı üçüncü grup zemine dahil olmaktadır. Bu üç zemin grubu için Kazı Destek Yapıları Tasarım Ve Uygulama Esasları Yönetmeliği baz alınarak sınır göçme durumu ve hizmet görebilirlik sınır durumu analizleri yapılmıştır. Analiz sonuçlarına göre aynı miktardaki kazıda, yumuşak, orta katı, katı kıvamlı kil zemin birimlerinden oluşan Spor salonu projesinde iki ankraj kademesi daha fazla yapılmasına rağmen kazıklarda hesaplanan deplasman değerinin, sıkı, çok sıkı yapılı çakıl birimlerinden oluşan Meydan projesindeki kazıklarda hesaplanan deplasman değerinin daha fazla olduğu görülmüştür.
2014 sonrası dönemde Türkiye-Katar savunma iş birliği sürecinde karar alıcıların söylem analizleri
(Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Zeybek, Hacer; Üstündağ, Gökhan Murat
2014 yılında Türkiye ve Katar arasında imzalanan Savunma İş birliği Anlaşması, iki ülke ilişkileri açısından önemli bir kilometre taşı olmuş ve ilişkiler birçok alanda artarak devam etmiştir. Bu çalışmanın amacı, 2014-2023 yılları arasında Türkiye ve Katar arasındaki savunma iş birliğinin artışının temel nedenlerini ortaya koymaktır. Çalışmanın bulgularına ulaşmak için öncelikle iki ülke arasındaki söz konusu iş birliğinin gelişimini etkileyen dinamikler tarihsel süreç içerisinde literatür taraması yöntemi ile analiz edilmiştir. Daha sonra, ilişkilerin ulaştığı gerçek boyutu ortaya koyabilmek amacıyla söz konusu dönemde ilgili üst düzey devlet görevlilerinin söylemleri, eleştirel söylem analizi metodu kullanılarak derinlemesine incelenmiştir. Kriz dönemlerinin ilişkilerin test edilmesinde önemli yeri olduğu düşüncesiyle; 2017 Katar Krizi örnek olay olarak ele alınmış ve bu dönemin söylemleri ayrıca analiz edilmiştir. Bu kapsamda söz konusu söylemlerin içerdiği anlamlar, yaklaşımlar ve imalar analiz edilerek Türkiye ve Katar arasındaki savunma iş birliğinin artışının arka planındaki dinamiklerin daha iyi anlaşılması hedeflenmiştir. Analizler sonucunda, iki ülke arasındaki savunma iş birliğinin, kriz dönemlerinde ve bölgesel sorunlarda güven duygusu ile tarihi ve kültürel bağların sağlamış olduğu dayanışma içinde hareket edilerek paralel bir şekilde gelişim gösterdiği belirlenmiştir. Türkiye’nin bölgedeki nüfuzunu artırma amacı, Katar’ın uluslararası alanda destek arayışlarıyla örtüşmüş ve savunma iş birliğinin gelişmesine ve ilişkilerin birçok alan ile birlikte özellikle ekonomik alana da sirayet ettiği ve kapsamının genişlediği tespit edilmiştir.