Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşivi
DSpace@Bilecik, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.
DSpace@Bilecik, üyelik gerektirmeyen herkese açık bir sistemdir. Üyelik ve veri girişi sadece BŞEÜ mensuplarına (Öğrenci, idari ve akademik personel) özeldir.

Güncel Gönderiler
Sağlık çalışanlarının sürdürülebilirlik bakış açısı
(Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Erdemir, Tarık; Eğilmez, Özüm
Bu çalışma, sağlık çalışanlarının sürdürülebilirliğe ilişkin bakış açılarını çevresel, sosyal ve ekonomik boyutlarıyla incelemektedir. Nitel araştırma yöntemiyle gerçekleştirilmiş olan bu çalışmada, yarı yapılandırılmış mülakatlar aracılığıyla farklı meslek gruplarından sağlık çalışanlarının sürdürülebilirlik algıları ve deneyimleri değerlendirilmiştir.
Çevresel sürdürülebilirlik bağlamında, sağlık sektörünün yüksek kaynak tüketimi, atık üretimi ve karbon salımı gibi çevre üzerindeki olumsuz etkileri öne çıkmaktadır. Sağlık çalışanlarının çevresel farkındalık, tutum ve davranışları bu etkilerin azaltılmasında kritik rol oynamaktadır. Ancak eğitim eksikliği, yönetimsel destek yetersizliği ve altyapı sorunları, çevre dostu uygulamaların hayata geçirilmesinde önemli engeller olarak tanımlanmaktadır.
Sosyal sürdürülebilirlik kapsamında ise, adalet, eşitlik, toplumsal cinsiyet dengesi ve sağlık hizmetlerine erişim gibi temel değerler ön plana çıkmaktadır. Katılımcılar, herkes için adil ve eşit sağlık hizmeti sunulmasının önemini vurgulamakta ve özellikle dezavantajlı gruplara yönelik sosyal politikaların güçlendirilmesi gerektiğini belirtmektedir.
Ekonomik sürdürülebilirlik açısından ise, kaynakların verimli kullanımı, dijital sağlık hizmetleri (örneğin telemedicine), yenilikçi finansal modeller ve uzun vadeli yatırımlar sağlık sisteminin sürdürülebilirliği açısından önemlidir. Sağlık çalışanlarının bu konuda maliyet, erişim ve hizmet kalitesi odaklı bir yaklaşım benimsedikleri ortaya konulmuştur.
Araştırma sonuçlarına göre, sağlık çalışanlarının sürdürülebilirlik kavramını çoğunlukla çevresel boyutuyla değerlendirdiği, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne dair bilgi düzeylerinin düşük olduğu ve kurumsal uygulamaların yetersiz kaldığı belirlenmiştir. Bu doğrultuda, sürdürülebilir sağlık hizmetlerine ulaşmak için sağlık çalışanlarının sürdürülebilirlik yaklaşımına aktif katılımı, kurumsal destek verilmesi, eğitim programları ve sistemsel yenilikler gerekmektedir.
Vergi kabahatlerine ilişkin son yıllarda yapılan düzenlemelerin caydırıcılık etkisinin incelenmesi
(Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Baker, Uğur; Ekeryılmaz, Şebnem
Vergi hukuku, değişikliğin en yoğun hissedildiği bilim dallarından birisidir. Soyut olarak düzenlenen kurallar somut olaylara temas etmediğinde veya soyut kurallar mükellefler tarafından vergiden kaçınma amacıyla kullanıldığında, vergi hukuku alanında gerek kanunlarla gerek tebliğlerle gerekse de özelgeler ile vergiyi güvence altına almak için çok sık değişiklikler yapılmaktadır. Vergi hukuku kurallarının yaptırımlarla desteklenmesi neticesinde oluşmuş olan vergi ceza hukuku alanı da doğal olarak değişikliklere uğramaktadır. Çalışmamızın amacını vergi kabahatlerine ilişkin son yıllarda yapılan düzenlemelerin özellikle 2024 yılında yürürlüğe giren 7524 Sayılı Kanun’un ayrıntılı incelenmesi oluşturmaktadı
304L Paslanmaz Dairesel Kesitli Profilin Üç Nokta ve Dört Nokta Eğme Yüklemesi Altındaki Davranışının Deneysel ve Nümerik Olarak İncelenmesi
(WOSCON, 2025) Üner, Tuğçe; Demir, Devran; Esener, Emre
Bu çalışmada, 304L kalite paslanmaz çeliğin üç nokta ve dört nokta eğme yüklemesi altında davranışı deneysel ve numerik olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda, endüstriyel uygulamalarda ve literatürde sıklıkla kullanılan dairesel kesitli geometriye sahip 304L kalite paslanmaz çeliği incelenmiştir. Çalışma kapsamında, 140 mm, 160 mm ve 180 mm destek mesafesi aralığında ve 5 mm zımba yarı çaplarında üç nokta ve dört nokta eğme testleri deneysel olarak gerçekleştirilmiştir. Deneysel çalışmaların sonucu olarak, destek mesafesi arttıkça malzemenin eğilmesi için gerekli olan kuvvetin azaldığı tespit edilmiştir. Çalışmanın ikinci adımında, Hill-48 ve Barlat-89 plastisite modelleri kullanılarak sonlu elemanlar analizleri gerçekleştirilmiştir ve sonlu elemanlar analizlerinden elde edilen kuvvet-deplasman eğrileri ve şekillendirilmiş numune formları deneysel sonuçlar ile karşılaştırılmıştır. Karşılaştırmanın sonucu olarak, kuvvet-deplasman eğrilerinin ve deforme olmuş numune geometrilerinin birbirleriyle uyumlu olduğu tespit edilmiştir.
Sürdürülebilir gelecek için geçiş yakıtı: Doğalgazın rolü ve hanehalkına yansıması
(Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Türkmen, Handan; Bilgiç, Abdulbaki
Kentleşme sürecinin hız kazanması, doğal çevre üzerinde derin ve geri dönüşü zor etkiler bırakmaktadır. İnsan faaliyetlerinin yol açtığı çevresel bozulma, özellikle iklim değişikliği çerçevesinde kritik bir boyuta ulaşarak ekosistemler üzerinde yıkıcı sonuçlar doğurmaktadır. Bu çalışma, hanehalklarının ve hane reislerinin sosyo-demografik ve ekonomik özelliklerinin doğal gaz harcama olasılığı ile koşullu ve koşulsuz harcama düzeyleri üzerindeki etkilerini kapsamlı bir şekilde analiz etmeyi amaçlamaktadır. Bu doğrultuda, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 1 Ocak - 31 Aralık 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilen hanehalkı Bütçe Anketi’nden elde edilen, 11,296 hanehalkına ait geniş çaplı veri seti kullanılmıştır. Analiz sürecinde, kalıntı bağımlı iki değişkenli Çift Engel Sansür Modeli uygulanarak derinlemesine bir değerlendirme yapılmıştır. Elde edilen bulgular, hane reisi’nin ve hanehalkı’nın sosyo-ekonomik profillerinin doğal gaz tüketim eğilimi ve koşullu ve koşulsuz harcama düzeyleri üzerinde belirleyici bir rol oynadığını ortaya koymuştur. Özellikle hane reisi’nin medeni durumu (evli veya dul olması), yaşanılan konut tipi (ikiz ev veya diğer konut türleri), konutun banka ve sağlık merkezlerine yakınlığı, haftalık toplam hanehalkı harcaması, binanın yaşı, oda sayısı ve konutun genişliği gibi faktörlerin, doğal gaz harcama olasılığını ve harcama miktarını anlamlı bir şekilde artırdığı tespit edilmiştir. Bu sonuçlar, söz konusu profildeki hanehalklarının daha yüksek doğal gaz tüketimine yöneldiğini ve dolayısıyla karbon emisyonlarını artırarak çevresel sürdürülebilirlik açısından önemli bir risk oluşturduğunu göstermektedir. Bu çalışma, belirlenen değişkenler ışığında politika yapıcılara yönelik uygulanabilir ve etkili öneriler geliştirmiştir. Kentleşmenin çevre üzerindeki baskısını azaltmak ve daha sürdürülebilir bir enerji yönetimi sağlamak adına, yeşil enerjiye geçişin teşvik edilmesi, enerji verimliliğini artıran düzenlemelerin hayata geçirilmesi ve çevre dostu politikaların benimsenmesi gerekliliği vurgulanmıştır. Çalışmanın sunduğu bulgular, sürdürülebilir kentleşme ve enerji politikalarının oluşturulması noktasında yol gösterici nitelikte olup, çevreye duyarlı bir gelecek inşa etme çabalarına önemli katkılar sunmaktadır.
CDS Primi İle Yatırımcı Risk Eğilim Endeksi Üzerine Bir Araştırma
(Bartın Üniversitesi Yayınları, 2024) Ersin, Duygu; Oral, İbrahim Orkun
1994 yılında finansal tablolarda yer almaya başlayan CDS kavramı özellikle finans piyasasında faaliyette bulunan yatırımcıların kredi riskinden korunmaları noktasında önemli bir gösterge olarak ifade edilmektedir. Kredi türev araçlarından birisi olan CDS primlerinde meydana gelen artışın temerrüde düşme ihtimalini yükselttiği veya borçlanma maliyetleri üzerinde yukarı yönlü artışı işaret ettiği göz önünde bulundurulduğunda ülke ekonomisi açısından oldukça önemli bilgiler sunduğu da vurgulanabilir. Bu noktadan hareketle kredi derecelendirme kuruluşları tarafından verilen kredi notlarının yanı sıra CDS primlerinin de yatırımcıların karar süreçlerinde etkili olduğu belirtilebilir. Yatırımcıların karar alma süreçlerinde etkili olan bir diğer gösterge ise Risk Eğilim Endeksi’ dir. Söz konusu endeks finansal piyasalarda faaliyette bulunan yatırımcıların risk alma eğilimlerini ölçen dinamik yapıya sahip gösterge olarak tanımlanabilir. Farklı kategorilerde veri sunan endeks 0-100 arası skorlama yaparak veri sunmaktadır. Yatırımcıların risk alma iştahını gösteren söz konusu gösterge birçok ülkede finansal piyasalarda istikrar ölçütü olarak da gösterilmektedir. Bu bağlamda iki kavram hakkında verilen temel bilgilerden yola çıkarak finansal istikrar açısından önemli olan kavramların birbirleri arasındaki nedensellik ilişkisinin analizi çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır. Nedensellik ilişkisi Türkiye örnekleminde 01.2010- 04.2024 tarih aralığında haftalık veriler kullanılarak analiz edilmiştir. Çalışmada CDS endeksi ve REKS (tüm, yerli, yabancı) olmak üzere iki değişken kullanılmıştır. Risk eğilimi grupları için analiz ayrı ayrı gerçekleştirilmiştir. Değişkenler üzerinden gerçekleştirilen birim kök testi sonucunda değişkenlerin farklı seviyelerde durağan hale geldiği görülmüştür. Bu noktadan hareketle VAR modeline dayalı Toda- Yamamato nedensellik testine karar verilmiştir. Fakat uygun gecikmeye göre kurulan VAR modellerinde değişen varyans sorununun giderilememesi üzerine Hatemi-J nedensellik testi tercih edilmiştir. Söz konusu testin tercih edilmesinde Toda-Yamamato testinden farklı olarak kaldıraçlı bootstrap yöntemi yardımıyla boyut bozulmalarının önüne geçilmiş olması etkili olmuştur. Tüm, yerli ve yabancı olmak üzere oluşturulan risk eğilimi değişkeni ile CDS değişkeni arasında tüm gruplar için karşılıklı nedensellik ilişkisi incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre risk eğilimi grupları ile CDS primi değişkeni arasında 0,01 anlamlılık seviyesinde karşılıklı nedensellik elde edilmiştir.