Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Kurumsal Akademik Arşivi
DSpace@Bilecik, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi tarafından doğrudan ve dolaylı olarak yayınlanan; kitap, makale, tez, bildiri, rapor, araştırma verisi gibi tüm akademik kaynakları uluslararası standartlarda dijital ortamda depolar, Üniversitenin akademik performansını izlemeye aracılık eder, kaynakları uzun süreli saklar ve telif haklarına uygun olarak Açık Erişime sunar.
DSpace@Bilecik, üyelik gerektirmeyen herkese açık bir sistemdir. Üyelik ve veri girişi sadece BŞEÜ mensuplarına (Öğrenci, idari ve akademik personel) özeldir.

Güncel Gönderiler
Aydınlatma Armatürlerinin Çift Yönlü Yazılım Destekli Uzaktan Kontrolü
(Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, 2022) Abay, Cengizhan; Abay, Cengizhan; İmal, Nazım
Elektriksel aydınlatma sistemlerinin uzaktan kontrol edilebilirliği; zaman, işçilik ve işletme verimliliği bakımlarından faydalar sağlayabilir. Uzaktan kontrol sistemleri, kablolu olarak gerçekleştirilebileceği gibi, gelişen ağ ve bilgi teknolojileri kullanılarak kablosuz olarak da tesis edilebilir. Özellikle açık arazide, uzak konumlandırılmış armatürlerin çalışma yeteneklerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve kontrol için uzaktan kontrol sistemleri kullanılması, kablolu sistemlere göre daha avantajlı olabilmektedir. Burada gerçekleştirilen çalışmada, endirekt kontrol gerektiren bir devre kullanılarak, uzaktan kontrol ile armatürlerin devrede olması ya da olmaması sağlanmaktadır. Lambaların devrede olup olmamasının kontrolü sahadaki gözlemlerden anlaşılabileceği gibi, sensörlü algılamaların gerektirdiği geri besleme bilgilerinin değerlendirilmesiyle daha hızlı bir biçimde de anlaşılabilir. Elde edilen sensör algılama bilgileri ile akıllı kontrol uygulamalarını içeren dış aydınlatma kontrol uygulaması, çift yönlü kontrol uygulaması olarak tasarlanmış ve gerçekleştirilmiştir. Çalışmada armatürlerin uzaktan kontrol uygulamaları kablosuz olarak da gerçekleştirilmekte olup, böylece özellikle uzak mesafede işletilmesi gereken armatür sistemlerinin kablolama maliyetleri azaltıldığı gibi işletme güvenilirliğinin arttırılması ve enerji verimliliğinde artma hedeflenmiştir
Hannah Arendt'in siyaset felsefesi ve feminizm: Kamusal alan, toplumsal cinsiyet ve siyasal katılım ilişkisi
(Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Doğan, Eda Nur; Zarplı, Çağdaş
Ele almış olduğu kavramlar ve yazmış olduğu kitaplar ile Hannah Arendt(1905-1975) 20.yüzyılın kadın bir siyaset felsefecisi, düşünürü ve akademisyenidir. Feminist hareketin temel dinamiklerini Arendt’in siyaset felsefesi doğrultusunda ele alarak, hem feminist kuramı hem de siyasal düşünceyi derinleştirmeyi amaçlamaktadır. Arendt’in kavramsal çerçevesi, iki disiplinin karşılıklı olarak zenginleştirilmesine imkân tanır.
Arendt'in kendisini feminist olarak tanımlamaması ve cinsiyet temelli meseleler karşısındaki sessizliği, onu feminist kuram bağlamında değerlendirmenin güçlüğünü ortaya koysa da, özellikle üçüncü dalga feminizm ile birlikte geliştirilen yeni bakış açıları, Arendt’in kavramlarının yeniden yorumlanmasını mümkün kılmıştır. Bu bağlamda, kamusal alan, özel alan, özgürlük, eylem, çoğulluk, gibi temel Arendtçi kavramlar feminist teori bağlamında yeniden ele alınmış, Arendt’in doğrudan feminist bir duruş sergilememesine rağmen kuramsal düzeyde bu alana dolaylı katkılar sunduğu ortaya konmuştur.
Çalışmada, ikinci dalga feminizmin Arendt’e yönelik eleştirileri tarihsel bağlamda değerlendirilmiş; bu eleştirilerin aksine üçüncü ve dördüncü dalga feminizmin Arendt’in siyasal düşüncesini cinsiyetin ötesinde, insanlık ve toplumsallık temelli bir düzlemde yeniden yorumladığı savunulmuştur. Feminist teoride beden, cinsiyet, kimlik ve eylem ilişkileri Arendt’in siyaset felsefesiyle birlikte ele alınarak, onun politik alana dair yaklaşımının kadınların kamusal görünürlüğü ve siyasal katılımı açısından ne tür imkânlar sunduğu analiz edilmiştir. Bu tez, Arendt’in kavramları aracılığıyla feminist teoriye alternatif ve dönüştürücü bir bakış kazandırılabileceğini ortaya koymakta; düşünürün klasik feminist yaklaşımların dışında kalan özgün katkılarını yeniden düşünmeye çağırmaktadır.
Türkiye türkçesinde fiillerin özne sınırlılıkları
(Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Turgut, Sibel; Taş, İbrahim
Bu çalışma esas olarak Türkiye Türkçesindeki basit fiillerin özne sınırlılıkları ile ilgili ayrıntılı çalışma sunmaktadır. Söz konusu basit fiillerin özne sınırlılıkları belirlenerek elde edilen veriler derlem aracılığıyla test edilmiştir. Bu bağlamda çalışma iki bölüm ve bir sonuçtan oluşmaktadır. Birinci bölümde alanyazında özne tanımları ve tasnifleri, fiil tanımları ve tasnifleri (özellikle kılınış temelli yaklaşımlar) olmak üzere sınırlar belirlenmiştir. Bu aşamada fiillerin kılınış özellikleri (eylemin gerçekleşme biçimi ve süreciyle ilgili, fiilin anlamsal yapısına bağlı sözdizimsel-anlamsal yapılar) ayrıntılı biçimde ele alınmıştır. Böylelikle alanyazın temelinde fiillerin özne sınırlılıklarına ilişkin kuramsal bir çerçeve oluşturulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde TDK Güncel Türkçe Sözlük taranarak basit fiiller tespit edilmiştir, bu fiillerden çatı (edilgen, ettirgen, işteş ve dönüşlü) biçimbirimli olanlar ayrıştırılmıştır ve fiillerin tanımlarından hareketle özne sınırlılıkları belirlenmiştir. Bu işlemi yaparken teorik bölümde oluşturulan özne sınırlılıkları şablonundan yararlanılmıştır. İncelenen fiilleri seçmek üzere Türkçenin Kelime Sıklığı Sözlük’üne başvurulmuştur. Sözlükte ilk üç binde yer alan fiillerin örnek cümleleri ise test edilmek üzere Türkçe Ulusal Derlem (TUD)’den alınmıştır. İncelenen fiillerin öncelikle TDK Güncel Türkçe Sözlük’teki anlamına yer verilmiştir. Daha sonra derlem üzerinde sorgulanan örnek cümleler, özne kategorilerine göre ayrıştırılmıştır. İlgili fiilin tahlil bölümünde ele alınan örnek cümleler, sözlükteki anlamlarına ilişkin özne kategorilerine göre fişlenmiş olup tablo üzerinde oranlarına yer verilmiştir.
Deyimlerde Geçen “Ye-” Eyleminin Anlam Ezgisi
(Disiplinler Arası Dil Araştırmaları Derneği, 2024) Turgut, Sibel
Dil, insanlar arasındaki iletişimi kolaylaştıran ve toplumsal
etkileşimi düzenleyerek geliştiren temel bir araçtır. Her toplum,
kendi kültürel ve coğrafî yapısına uygun olarak sahip olduğu dil
yapısını şekillendirir. Bu bağlamda dil, toplumun tarih boyunca
deneyimlediği olaylar ve etkileşimlerle birlikte gelişir. Dilin
yapısı, toplumların sosyal ve kültürel kimliklerinin bir parçasıdır.
Her dilin kendine özgü bir iletişim biçimi vardır. Bu farklılıklar,
bireylerin bulundukları ortamlardan, tarihsel bağlamlardan ve
kültürel kökenlerinden kaynaklanır. Dilin gelişimi de bu
faktörlerle yakından ilişkilidir. Türkçe, zengin bir dil yapısına
sahip olmasıyla dikkat çeker. Bu zenginlik, Türkçenin tarih
boyunca çeşitli kültürlerle etkileşime girmesi ve bu etkileşimlerin
dil üzerinde bıraktığı etkileriyle şekillenmesiyle ortaya çıkar.
Türkçe, sadece iletişim aracı olmanın ötesinde, kültürel bir
mirasın ve coğrafî bir konumun ürünüdür. Dilin bu zenginliği,
atasözleri ve deyimler gibi dilin derinliğini ve karmaşıklığını
yansıtan unsurlarla daha da vurgulanır. Bu unsurlar, dilin
esnekliğine katkıda bulunur; deyimler ise bu esnekliğe önemli bir
katkı sağlarlar Deyimler, çoğunlukla kalıplaşmış ifadeler
biçiminde kullanılır. Bu kalıplaşmış ifadeler, genellikle gerçek
anlamından farklı bir anlam taşırlar. Bu çalışmada, ye- eylemiyle
kurulan deyimlerin karşılık geldiği anlamları incelenmiştir.
Çalışmanın düğüm sözcüğü olarak ye- eylemi seçilmiştir. Yeeylemiyle
bir araya gelen kök sözcükler genellikle olumsuz
anlam özelliklerini devam ettirirken, bazı durumlarda anlam
değeri olumlu ve tarafsız olan kök sözcüklerle birleşerek metin
bağlamında olumsuzluğunu devam ettirmektedir. Bu durum,
dilin yapısının ve esnekliğinin bir göstergesi olarak dilin
kullanımı hakkında derinlemesine anlayış sağlar. Anlam değeri
olumlu ve tarafsız olan kök sözcüklerin ye- eylemi ile birlikte
kazandığı olumsuz anlam özelliği anlam ezgisi (semantic
prosody) terimi ile genişletilerek bu konuda yapılacak çalışmalara
katkı sunmak hedeflenmiştir.
Yolsuzluğun vergi gelirleri üzerindeki etkisi
(Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2025) Sünetci, Yunus; Özen, Eda
Kamu gücünün kişisel çıkarlar amacıyla kötüye kullanılması olarak dar kapsamda tanımlanan yolsuzluğun, vergi gelirleri üzerindeki etkisi tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışmada, yolsuzluğun vergi gelirleri üzerindeki etkisi, 26 OECD üyesi ülkenin 2000-2020 yılları arasındaki verileri temel alınarak incelenmiştir. Kullanılan panel analizi yöntemi ise dinamik panel analizidir. Bu analizi yapmadan önce durağanlık testi uygulanarak, GMM testindeki durağanlık varsayımı sağlanmıştır. Yapılan analiz sonucunda, yolsuzluk ve vergi gelirleri arasındaki ilişkiye bakıldığında, yolsuzluk arttıkça vergi gelirlerinin azaldığı görülmüştür. Bu durum, yolsuzluğun ekonomik etkileşimi olumsuz yönde etkilediğini göstermektedir. Özellikle toplam vergi gelirleri, yolsuzluktan büyük ölçüde etkilenmektedir. Vergi ve yolsuzluk arasında ters yönlü ve istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir.