Dinî Kimlik Oluşumunda Sanal Kitlesel İletişimin Etkisi
View/ Open
Access
info:eu-repo/semantics/openAccesshttp://creativecommons.org/publicdomain/zero/1.0/Date
2020Metadata
Show full item recordCitation
Maraz, H. (2020)Dini Kimlik Oluşumunda Sanal Kitlesel İletişimin Etkisi. Edebali İslamiyat Dergisi, 4(1), 41-65.Abstract
Günümüzde medya, iletişim araçları ve sosyal paylaşım ağları, geniş halk kitlelerini etkilemenin
ve yönlendirmenin en güçlü aracı haline gelmiştir. Çünkü kitle iletişim araçları, bireylerin dinsel
inanç ve ahlakî hareketlerine yön veren etkin güç merkezleridir. Özellikle sosyal paylaşım sitelerinden ve sosyal ağlardan aktarılan dinî iletiler, bireylerin düşüncelerini, kanaatlerini, dinî ve
ahlakî değerlere yükledikleri anlamları şekillendirebilmekte; bireyi kolay etkilenir ve savunmasız
bir hale getirebilmektedir. İnsanların beğeni, istek ve tercihlerine adapte edilmiş güçlü, coşkulu
ve abartılı retoriklerle sunulan dinî iletiler, öğretisel gayesinden ziyade benimsenme ve kabullenilmeye odaklı aktarımlardır. Bu nedenle basit, sade ve zihinsel konforu tahrik etmeyen iletinin
gerçekliği değil, cezbediciliği, etkileyiciliği ve inandırıcılığı çok daha önemlidir. Üstelik bireysel ve
sosyal alana, teorik veya pratik bir faydası olmayan herhangi bir konunun, mistik unsurlarla
bezenip kutsal bir kaynağa referansla sunulması, hedef kitlenin bilişsel düzeyini geliştirmekten
öte, bağımlılığı pekiştirilen bireyin, daha çok duygusal yönden motive edilmek istendiğini göstermektedir. Çünkü dinî mesajın, görseller aracılığıyla, ses, jest, mimik, emoji ve duyusal sembollerle aktarılması, bireyin düşünce ve davranışlarına olumlu veya olumsuz pek çok yönden
etki edebilmektedir. Bu olgu, aynı zamanda dinsel örgütlenmelerde dava ve kutsallık miti etrafında stratejik rollerin üretilmesi amacına da işaret etmektedir. Daha doğrusu iletilerin şekli,
istenen hedef kitleyi ve bu kitle üzerindeki kontrol mekanizmasını üretmeye odaklanmaktadır.
Bunun yanında iletişim araçlarıyla hedef kitleye yöneltilen dinî ileti, ideolojik bir yapının oluşmasına da zemin hazırlayabilmektedir. Çünkü bir dini söylem içerisinde gerçek dışılığın, hakikat ile
kurduğu ilişki, tehlikeli bir güce dönüşebilecek türdedir. Örneğin popüler bir din adamının gerçekliğinde şüphe olan bir olay veya durumu, Kur’an ve sünnet gibi bilgi kaynaklarına refere
ederek sunması, salt hakikat ve tutarlılıktan daha etkileyici olabilmektedir. Bu ise bireyin sadece
dinî yaşantısına etki etmemekte; aynı zamanda paradoksal yaşam şekillerini de var ederek,
hedef kitlenin toplumsal ilişkilerini yeniden üretip dizayn edebilmektedir. Bir bakıma ben dili, tek
hakikat iddiası, reel olanla çelişiklik, düşünceden ziyade şeklin ve ritüelin öne çıkarılması ile
diğerini ötekileştirme bu sürecin doğal yansımasıdır. Netice olarak çalışmamızda genelleyici bir
üsluptan kaçınarak –negatif- dinî iletişimin teorik ve pratik açıdan olumsuz sonuçlarını incelemeye çalışacağız. Sosyal iletişim ve paylaşım araçlarından telkin edilen dinî söylemlerin, inanç
ve davranış boyutuyla ürettiği dinî kimlikleri analiz etmeye gayret edeceğiz.
Volume
4Issue
1Collections
The following license files are associated with this item: