ZONGULDAK’TA HAVA KİRLİLİĞİ (PM10 & SO2) İLE İLİŞKİLİ OLARAK SEÇİLMİŞ SOLUNUM YOLU HASTALIKLARININ ZAMANSAL VE MEKÂNSAL DEĞİŞİMİ
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Bu çalışmada, Zonguldak'ta hava kirliliği ile ilişkili olarak solunum yolu hastalıkları şikâyetiyle hastaneye olan başvuruların zamansal ve mekânsal paternini araştırılmıştır. Bu amaçla, 2006-2009 dönemine ait astım, bronşit, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) ve üst solunum yolu enfeksiyonu (ÜSYE) şikâyetiyle hastaneye olan başvurular ve hava kirleticilerinden kükürt dioksit (SO) ve partiküler madde (PM) ile ilgili veriler incelenmiştir. PM ve SO konsantrasyonu ile ÜSYE dışındaki hastalıklar arasında istatistiksel olarak anlamlı pozitif bir korelasyon olduğu gözlenmiştir. Ancak, SO ile hastane başvuruları arasında, PM dan daha yüksek anlamlı pozitif bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Küresel düzeyde hastalıkların kümelenmesi, Küresel Moran I, Geary Oranı ve Küresel Getis-Ord G istatistikleri kullanılarak hesaplanmıştır. Küresel kümelenme hiçbir mahallede istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. Aksine, hastane başvuruları çalışma alanına rastgele dağılmıştır. Bu küresel sonuç, kentsel çevrenin hastaneye başvurular üzerinde çok az veya hiç etkili olmadığını göstermektedir. Anselin Lokal Moran I ve Lokal Getis-Ord Gi* istatistikleri küresel desende belli olmayan yerel kümelenmenin olup olmadığını gösterebilmek için kullanılmıştır. Yerel mekânsal otokorelasyon istatistikleri ile hastalıkların mekânsal dağılımında istatistikî olarak anlamlı sınırlı bir kümelenme belirlenmiştir. Ayrıca, yüksek değerlerden oluşan hastane başvurularının (sıcak noktalar) ve düşük değerlerden oluşan hastane başvurularının (soğuk noktalar) olduğu alanlar belirlendi ve haritalandı. Genel olarak, bu çalışma, mekânsal analiz ve Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) uygulamalarıyla hava kirliliğine maruz kalmanın daha iyi tahmin edilebileceğini; insanların solunum sağlığı ile hava kirliliği arasındaki ilişkinin daha güçlü bir şekilde ortaya konulabildiğini göstermektedir