Liderlik, cinsiyet ve etnik köken bağlamında kadın yöneticilerin ’cam uçurum’a bakış açılarının incelenmesi: Mobilya sektöründe bir araştırma

Abstract

Araştırmanın temel amacı Mobilya Sektöründeki kadın yöneticilerin cam uçurum kavramına bakış açılarını incelemektir. Araştırma Bursa ili İnegöl ilçesindeki mobilya üretim fabrikalarında görev yapmakta olan 15 orta düzey kadın yöneticiye yarı yapılandırılmış görüşme formu aracılığı ile uygulanmıştır. Araştırmada Ryan ve Haslam tarafından 2005 yılında geliştirilmiş olan Senaryo tabanlı deneysel çalışmadan faydalanılmıştır. Katılımcıların liderlik tercihleri, cinsiyet ve etnik köken bağlamında cam uçurum algısı ile cam uçurum pozisyonlarının neden ve sonuçlarına bakış açıları araştırılmıştır. Cam uçurum algısının liderlik bağlamında araştırılması sonucunda kişiler arası ilişkiler ve çalışan refahına duyarlılık ile motivasyonun önemine vurgu yapılarak kriz döneminde kadın liderlik özelliklerine sahip liderler ile çalışılmak istendiği bulgularına ulaşılmış; açıkça olmasa da liderlik bağlamında cam uçurum desteklenmiştir. Cam uçurum algısının cinsiyet ve etnik köken bağlamında araştırılması sonucunda ‘Uygunluk’, ‘Liderlik’ ve ‘Güven’ boyutlarında adayların eğitim, deneyim ve yetenekleri doğrultusunda cinsiyet ve etnik köken ayrımı gözetilmeksizin tercih edildiği sonucuna ulaşılmış ve cam uçurum desteklenmemiştir. Katılımcıların cam uçurum pozisyonlarını deneyim ve yeteneklerine güvenmeleri, kariyer fırsatı olarak görmeleri ve riskli de olsa yöneticilik pozisyonun iş tatminlerini arttıracak olması sebepleriyle kabul ettikleri tespit edilmiştir. Riskli yöneticilik pozisyonunu kabul eden katılımcıların psikolojik sağlamlıkları zarar görse veya iş yaşamı ve özel hayat dengesi bozulsa bile yöneticilik pozisyonunda kalmaya kararlı bir duruş sergiledikleri, krizle başa çıkma sürecinde ise özgüvenlerinin yüksek olması, kararlı olmaları, şirketlerine olan bağlılıkları ve sorumluluk almayı önemsemeleri nedenleriyle işten ayrılmayacakları; cam uçurumdan yuvarlanmayacakları sonuçlarına ulaşılmıştır.

The main purpose of the research is to examine the perspectives of women managers in the furniture sector on the glass gap concept. The research was applied to 15 mid-level female managers working in furniture production factories in İnegöl district of Bursa province through a semi-structured interview form. In the research, the scenario-based experimental study developed by Ryan and Haslam in 2005 was utilised. Participants' leadership preferences, perception of glass cliff in the context of gender and ethnicity, and their perspectives on the causes and consequences of glass cliff positions were investigated. As a result of investigating the perception of the glass cliff in the context of leadership, the importance of interpersonal relationships, sensitivity to employee welfare and motivation was emphasised and it was found that it was desired to work with leaders with female leadership qualities during the crisis period; although not explicitly, the glass cliff was supported in the context of leadership. As a result of investigating the perception of glass cliff in the context of gender and ethnicity, it was concluded that in the dimensions of ‘Suitability’, ‘Leadership’ and ‘Trust’, candidates are preferred regardless of gender and ethnicity in line with their education, experience and skills, and glass cliff was not supported. It was determined that the participants accepted the glass cliff positions because they trusted their experience and abilities, saw it as a career opportunity and that the managerial position, albeit risky, would increase their job satisfaction. It was concluded that the participants who accepted the risky managerial position were determined to remain in the managerial position even if their psychological resilience was damaged or the balance between work and private life was disrupted, and that they would not quit their jobs in the process of coping with the crisis because of their high self-confidence, determination, commitment to their companies and care about taking responsibility; they would not roll off the glass cliff.