Siyaset, güvenlik ve insan hakları arasında sıkışan ceza infaz kurumları: hayata dönüş operasyonu

Abstract

Modern çağa siyaset, güvenlik ve insan hakları arasında çeşitli alanlarda dinamik bir etkileşim damgasını vurmaktadır. Siyaseti sadece, meclis oturumlarından ve politika oluşturmaktan ibaret saymak doğru değildir. Siyasetin etkisi toplumun beklenmedik ve genellikle göz ardı edilen köşelerine de ulaşır. Hapsetme ve rehabilitasyon kurumları olarak Ceza İnfaz Kurumları, bu çok yönlü ilişkinin en iyi örneklerinden birini teşkil etmektedir. Bu proje, siyaset, güvenlik kaygıları ve bu ıslah tesislerinin sınırları içinde insan haklarını korumaya yönelik sürekli baskı yapan ihtiyacın karmaşık ağını incelemek için bir yolculuğa çıkmaktadır. Akademik ortam, bu temel bileşenlerin bir araya gelişini analiz etmek, toplum ve yönetişim üzerindeki etkilerini araştırmak için çok sayıda çabaya tanık olmuştur. 19-22 Aralık 2000 tarihleri arasında ülke genelindeki 20 farklı Ceza İnfaz Kurumu’nda siyasi tutuklu ve hükümlülerin bulunduğu bloklara eş zamanlı operasyonlar düzenlendi. Operasyon sonucunda 30 hükümlü ve 2 kamu görevlisi olmak üzere toplam 32 kişi hayatını kaybetti. Operasyona "Hayata Dönüş" adı verildi. Operasyon sırasında DP-MHP-ANAP koalisyonu iktidardaydı. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, operasyonu "teröristleri kendi terörlerinden kurtarmak" olarak tanımlamıştı. 22 Aralık 2000 sonunda "teröristler kendi korkularından kurtarılarak" F tipi Ceza İnfaz Kurumu’na nakledildiler. Hayata Dönüş Operasyonu'na giden süreci analiz etmek için Ceza İnfaz Kurumu’nun bugüne kadarki işleyişine bakmak gerekiyor. Çünkü operasyon öncesi yapılan hazırlık, Operasyonun zamanlaması, spesifik hedefleri, uygulama yöntemleri, ciddiyeti ve sonuçları Hayata Dönüş Operasyonu'nun arkasındaki başka gerçeklere de ışık tutuyor. Hayata Dönüş, başından sonuna kadar tek aşamalı bir operasyondu. Bu yüzden Kapsam ve ölçek açısından önceden ciddi bir hazırlık gerektirmekteydi. Bugüne kadarki mevcut Ceza İnfaz Kurumu operasyonlarının göstermelik dahi olsa bir hukuki alt yapısı vardı. Ancak bu hukuki altyapı, “Hayata Dönüş” operasyonlarında yok denecek kadar zayıftı Bu çalışma kapsamında siyasetin koridorları, güvenliğin kaleleri ve insan haklarının sığınakları arasında bir rota çizerek Ceza İnfaz Kurumları’nın karmaşık arazisinde gezinmeye ve bu bağlamda Hayata Dönüş Operasyonu konusu incelenmeye alınmıştır.

The modern era is marked byp a dynamic interplay between politics, security and human rights in various fields. In the sphere of governance, the influence of politics often extends far beyond the halls of parliament and the intricacies of policy- making, reaching unexpected and often overlooked corners of society. Prisons as institutions of incarceration and rehabilitation provide one of the best exanples of this multifaceted relationship. This Project embarks on a journey to examine the complex web of politics, security concerns and the ever-pressing need to protect human rights within the confines of these correctional facilities. The academic environment has witnessed numerous efforts to analyze the convergence of these key components and explore their impact on society and governance. Between December 19-22, 2000, simultaneous operations were carried out in 20 different prisons across the country to blocks of political prisoners and detainees Atotal of 32 people, 30 convicts and 2 soldiers, lost their lives as a result of the operation. The operation was called “Return to Life”. The DP-MHP-ANAP coalition was in power during the operation. Bülent Ecevit, the prime minister at the time, described the operation as “saving terrorists were saved from their own terror” and thrown into the F- type prison In order to analyze the process leading to Operation Return to Life, it is necessary to look at the functioning of the prison to date. Because the activity carried out so far; Its timing, specific objectives, implementation methods, seriousness and results shed light on the facts behind Operation Return to Life. Return to Life was a one-stage operation from start to finish. It requires serious preparation in terms of scope and scale. The legal infrastructure in which prisons operate for Return to Life is quite weak, even if only for show. This study aims to address the issue of revitalization in the context of criminal institutions caught between politics, security and human rights.