Felsefeden siyasete : Rasyonel,Empirist ve pozitivist felsefelerin siyasal yansımaları

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Rönesans'la başlayıp Aydınlanma çağı ile nihai noktasına varan insan aklına ve bilime olan aşırı güven, en etkili sonuçlarını siyaset alanında verdi. Aydınlanmanın akla ve bilimin gücüne dair yarattığı bu iyimserlik, rasyonalist ve pozitivist epistemolojilerce popülerleştirildi ve çarpıtıldı. Pozitivizmin akıl ve bilim yoluyla toplumun istenilen bir biçime sokulabileceği görüşü rasyonalist, bütüncü ve devrimci pek çok siyasi projeye ilham kaynağı oldu. Ancak bunlar, Aydınlanmanın özgürlük ideali ile örtüşmeyen otoriter, totaliter ve baskıcı rejimlerdi. Yirminci yüzyılın başlarında aklın ve bilimin gücüne dair rasyonalist ve pozitivist paradigma sarsılmaya yüz tuttu. Aklın sınırlı bir kavrama aleti ve bilimin de gerçekliğin teoride yansıması olmayıp, gerçekliğe ilişkin her an yanlışlanma ihtimali bulunan bir kurgu olduğu görüşü egemen olmaya başladı. Bunun siyasal ve sosyal teori açısından anlamı, bilimsellik savına dayalı olarak hiçbir ideolojinin ve iyi anlayışının meşrulaştırılamayacağı ve toplumsal konuların mühendislikçi bir bakışla ele alınamayacağıydı.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Siyasi Bilimler, Felsefe

Kaynak

Kutadgubilig: Felsefe Bilim Araştırmaları

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

0

Sayı

16

Künye

Onay

İnceleme

Ekleyen

Referans Veren