Paydaşlar Kapitalizminde Katılım Bankacılığının Önemi
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Ana akım iktisadın mülkiyet esasına göre temel görüşleri, sermayedarlar kapitalizmi ile devlet kapitalizmi arasındadır. En bilinen ifadesi liberalizm olan sermayedarlar kapitalizmi görüşünde, sermaye sahiplerinin, kendi karlarını maksimize ederken toplum refahına katkıda bulunacağı varsayılır. Devlet kapitalizminde ise temel olarak sermayenin devlete ait olmasıyla veya onun müdahale etmesiyle, toplum refahını adil bir şekilde sağlayacak düzenin kurulacağı görüşü savunulur. Fakat şirketlerin, aşırı kar hırsıyla yönettikleri işletmeler, başta iklim krizi olmak üzere çeşitli olumsuzluklara neden olmaktadır. Bunların herkes tarafından görünen birinci şekli, tahrip edilmiş ve doğal yapısı bozulmuş bir çevre ve küresel ısınma olgusuyla yaşanan doğal felaketlerdir. İkinci önemli olumsuzluk da, aşırı gelir dağılımı adaletsizliklerinin neden olduğu kargaşalar ve iç savaşlar sonucunda gezegenimizde sayısı her geçen gün artan umutsuz insanlardır. Dolayısıyla her iki uç yaklaşımın iflas ettiği günümüzde, bunun temel sebebi olan şirketlerden ve hissedarlarından daha fazlasını yapması beklenmektedir. Bu beklentinin temel amacı gezegende sürdürülebilir kalkınmanın, faaliyetlerin yürütülebilmesinin sağlanabilmesidir. Bunun için de tüm tarafları kapsayan paydaşlar kapitalizmi kavramı gündeme gelmiştir. Bu yaklaşım, işletmelerin faaliyetlerini yürütürken taraf olduğu tüm paydaşların hakkını gözetmelerine işaret etmektedir. Çalışmada, tarafların/paydaşların rollerine değinilerek, yapılması gereken yeni düzenlemelerle, paydaşlar kapitalizminin nasıl gerçekleştirilebileceği verilmeye çalışılacaktır. Özellikle işletmelerin finansman faaliyetlerinde, katılım bankacılığının geliştirebileceği finansman araçlarıyla ilgili örnekler verilerek bu amaca ulaşmada finansal sistemin önemi, yapabilecekleri de aktarılmaya çalışılacaktır.