Deniz Suyu Depolamalı Hidroelektrik Santrallerin Türkiye İçin Önemi
dc.authorid | 0000-0002-8699-4741 | |
dc.authorid | 0009-0001-8330-3271 | |
dc.authorwosid | KEJ-4535-2024 | |
dc.contributor.author | Güney, Güngör | |
dc.contributor.author | Bayazıt, Yıldırım | |
dc.date.accessioned | 2024-03-15T13:57:41Z | |
dc.date.available | 2024-03-15T13:57:41Z | |
dc.date.issued | 2023 | en_US |
dc.department | Enstitüler, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Enerji Sistemleri Mühendisliği Ana Bilim Dalı | |
dc.department | Meslek Yüksekokulları, Meslek Yüksekokulu, Tasarım Bölümü | |
dc.description.abstract | Ülkeler teknolojilerini geliştirdikçe sanayilerinin enerji ihtiyaçları her geçen gün artmaktadır. Ülkelerin teknolojik gelişimleri; refah düzeyinin artacağının güzel habercisi olurken, enerji kıtlığı yaşanmasının kötü habercisi sayılır. Enerji kıtlığının yaşanması; insanların yemek, çalışmak, ulaşım, tedavi, eğitim gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmesi demektir. Bu duruma sebebiyet vermeden ülkelerin gelişimlerini sürdürebilmeleri için enerjinin devamlılığı şarttır. Ülkeler enerji politikalarını, tükenebilir (fosil) enerji kaynaklarından ziyade tükenmez enerji kaynaklarına yani yenilenebilir enerji kaynaklarına göre belirlemelidirler. Aksi takdirde fosil enerji rezervleri bitiminde karanlıkta kalacakları su götürmez bir gerçektir. Günümüzde fosil enerji kaynaklarının yenilenebilir enerji kaynaklarının alternatifi olması gerekirken maalesef dünya tam tersi ile karşı karşıyadır. Yani; enerji ihtiyacının yoğun olduğu dönemlerde fosil enerji kaynaklarından yararlanmamız gerekirken şu an enerji talebi yüksek olduğu dönemlerde yenilenebilir enerji kaynaklarından açık kapatılmak istenmektedir. Fosil enerji kaynaklarının (kömür, petrol, linyit gibi) yanması sonucu birincil sera gazı olan karbondioksit (CO2) gazı ortaya çıkar. Atmosferde yoğunluğu artan bu gazların sera etkisi yaparak dünyamızın daha çok ısınması sonucunda ise iklim değişiklikleri meydana gelmektedir (Akın, 2006). Bunun tüm dünyanın yanında ülkemizde de bir etkisinin olacağı muhakkaktır. Ülkemize etkilerinden; Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu bölgesinin sıcaklığını aşırı artmasından çölleşme sorunu, Karadeniz Bölgesinde sellerin artması, Marmara ve Ege Bölgelerinin ise havzaların kurumaya başlamasından kaynaklı susuzluk sorununu örnek gösterebiliriz. Küresel ısınmadan sebepli iklim değişikliklerinin (su kaynaklarının azalması, güneşlenmesi sürelerinde değişiklik, hakim rüzgar yönlerinin değişimi gibi) her şeyde olduğu gibi enerji üretiminde de olumsuz etkileri vardır. Ülkeler yenilebilir enerji kaynaklarından hesapladıkları sürelerde (günlük, haftalık, sezonluk) istedikleri üretimlere ulaşamayabilirler (Değer, 2013). Bu durumlarda enerji talebinin karşılanarak fosil enerji kaynaklarına ihtiyaç duyulmaması için enerjinin depolaması düşünülebilinir. | en_US |
dc.identifier.citation | Güney, Güngör. (2023). Deniz suyu depolamalı hidroelektrik santrallerin Türkiye için önemi, İnşaat Mühendisliğinde Yenilikçi Yaklaşımlar ve İnşaat Teknolojileri. 195-211. | en_US |
dc.identifier.isbn | 978-625-6707-72-6 | |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/11552/3423 | |
dc.institutionauthor | Bayazıt, Yıldırım | |
dc.institutionauthor | Güney, Güngör | |
dc.language.iso | tr | |
dc.publisher | BİDGE Yayınları | en_US |
dc.relation.ispartof | İnşaat Mühendisliğinde Yenilikçi Yaklaşımlar ve İnşaat Teknolojileri | |
dc.relation.publicationcategory | Kitap Bölümü - Uluslararası | en_US |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | |
dc.title | Deniz Suyu Depolamalı Hidroelektrik Santrallerin Türkiye İçin Önemi | |
dc.type | Book Chapter |